3 Ağustos 2015 Pazartesi

Galatasaray:1-0:Inter


Ali Sami Yen Arenada sezonun ilk maçı oynandı, iyi de bir skorla neticelendi Bursaspor Süper Kupa karşılaşması öncesi. Transferin sürekli gündemde olduğu"Transfersizlikle" geçen kamp dönemi boyunca, oynanan ve hatta yarıda kalan hazırlık karşılaşmalarında Galatasaray'ı tam kadro olarak seyretme şansı bulamamışken, Hamza hoca İstanbul'da taraftarın önüne Melo hariç elindeki en iyi kadroyu çıkardı. Brezilyalı topçunun kalıp-kalmayacağı durumu "Brezilya dizilerine" döndü de dün geceki maç Galatasaray'ın ona ne kadar ihtiyacı olduğunu bir kez daha gösterdi. Selçuk-Bilal-Sneiljder'dan oluşan orta saha üçlüsü oyunu top ayaklarındayken fena oynamıyorlar, fiziksel güçleri artıp form tuttukça çok da can yakacaklar da, işin savunma tarafına gelince "yumuşacık" bir orta saha meydana çıkıveriyor. Haliyle, atağa kalkan rakipleri yarı sahamıza girdiklerinde "ısıran" bir pitbull olmayınca, savunma da "hallaç pamuğu" gibi dağılıveriyor. Inter ilk devre fena bozacaktı moralimizi de, şansımıza Muslera geçen sezon bıraktığı yerden devam ediyor... Aman nazar değmesin diyeceğim de kalecinin maç kurtardığı yerde takım kötüdür diye futbolun yazılı olmayan kuralı da aklıma geliveriyor. Hamza Hamzaoğlu Akhisar'dan tanıdığı Bilal'e çok güveniyor, onun tecrübesi ve sahada ağır başlılığı hocayı cezbediyor, ince bilekleri ve attığı ara paslar da taraftarın gözünün pasını siliyor ama Bilal, Melo'nun yerini dolduramaz... Bilal Sneijder'in yerine oynar, Selçuk'un yerine oynar ama "hamallık" gerektiren ön libero pozisyonunda oynayamaz...  Lig maçlarında Arena'da nispeten zayıf Anadolu takımlarına bu Bilal-Selçuk-Sneijder orta sahası iş yapar da Şampiyonlar Liginde çok yakarlar canımızı...

Can yanmaktan söz açılmışken, Yasin de sağ kanatta "acı çekiyor" resmen... Geçen sezonun parlayan yıldızı Yasin, Podolski transferi sonrası sağ açığa monte edilmeye çalışılıyor ama izlediğim iki maçta da gurbetçi topçunun o mevkiyi yadırgadığı belli oluyor. Zaten Yasin Öztekin'in kariyeri boyunca en başarılı olduğu yer sol açıkken, sağ tarafta görevlendirildiğinde formunun düştüğünü geçen sene yazmış olduğumuz yazımızda belirtmiştik. Maç içinde bir ara Hamza hoca Podolski ile Yasin'e yer değiştirtti de bizim çocuk biraz nefes aldı. Celta maçı yazımda dediğim gibi hocanın bu sezon kafasını yoracağa işlerden biri de Yasin'e sol açıkta bir yer bulabilmek...


Melo'nun sistem, taktik ve analizlerden çok öte, takımın ruhu olduğunu sürekli belirtiyoruz ve onun kaybedilecek olması Galatasaray'ın saha içinde savaşçı ve pes etmeyen ruhunu da oldukça düşüreceğini biliyor ve bu duruma fena halde üzülürken, Podolski'nin hazırlık maçlarında hırsı gelecek adına ümit veriyor. Golde Sneijder'a yaptığı asist oldukça klastı, sene içinde bunlardan çokça göreceğiz de, ileri uçta rakibe yaptığı "tatlı sert" baskılar, ikili mücadelelerde inatçılığı ve güçlü yapısı ve resmi-özel (şimdilik sadece özelleri izledik) her maçı aynı ciddiyetle oynaması Galatasaray'a layık bir topçu aldığımızı gösteriyor. Şimdilik İkinci Dünya savaşı Rus tankları gibi biraz ağır Lukas lakin haftalar ilerledikçe alman panzerine dönüşecektir...


Sinan Gümüş'e de bir paragraf açalım yazımızı sonlandırırken. Geçtiğimiz günlerde medyada Sinan'ın kiralık verileceği yazıları dolaşıyordu ama umarım Hamza hoca böyle bir hatanın altına imza atmaz. Doğuştan Galatasaraylı Sinan bu takımda kalmayı çoktan hak ediyor da, hocanın ona geçen sezon forma konusunda takındığı "cimri" tavrı, bu sezon biraz da bönkörlüğe döndürmesi lazım, zira Yasin'de olduğu gibi oynadıkça daha da açılacak genç topçu, açıldıkça da zaten bir daha kimse onu tutamayacak çünkü hem yetenekli hem de Galatasaray aşkıyla yapıyor mücadelesini yeşil zeminde...

Ve gecenin olayını sona sakladık... Hatta gecenin olayından ziyade yüzyılın kapağı olarak da adlandırabiliriz Mancini ve dört yıldızlı kağıdı... Galatasaray'ın başındayken oyuncularına sahaya kağıtlar yazarak verdiği taktiklerle gündeme gelmişti Roberto Mancini de Fenerbahçeli oyuncular şampiyon oldukları sezon kendisiyle dalga geçmek için son maçta saha içinde elden ele kağıt dolaştırmışlar ve "şampiyon Fenerbahçe" yazan notu kaleci Volkan kameralara göstermişti. Terbiyesizceydi, gereksizceydi, hatta Ersun Yanal'ın bir meslektaşına karşı böyle bir ahlaksızca davranışa nasıl müsaade ettiğine şaşmıştık da, eski oyuncuları dün gece Mancini'yi pek de şahane onurlandırdılar. Kimin aklına gelmişti bilinmez de daha oyunun ilk dakikalarında tercüman Mert bir kağıdı kaptan Selçuk'a verdi, o Burak'a uzattı notu, golcü sırıtarak yazılanı okudu ve Sneijder'a iletti emaneti ve Hollandalı koşa koşa Mancini'ye gitti ve "Buyur hocam" dedi...  Daha değerli bir hediye almış mıdır İtalyan teknik adam kim bilir de, bu jesti ömrü boyu hatırlayacaktır, orası kesin... Ee haliyle böyle jestler güzel insanlara yapılır, ne demişti Roberto Mancini giderken "Galatasaray Finansal Fair Play ile boğuşurken benim tazminat almam doğru olmazdı"... Unutur muyuz hocam...


Stat: Ali Sami Yen Arena
Hakem: Serkan Çınar, Erkan Akbulut, Esat Sancaktar
Galatasaray: Muslera, Sabri Sarıoğlu (Dk. 59 Tarık Çamdal), Chedjou (Dk. 81 Sercan Yıldırım), Hakan Balta (Dk. 71 Koray Günter), Telles (Dk. 59 Carole), Selçuk İnan (Dk. 72 Rodriguez), Bilal Kısa (Dk. 55 Emre Çolak), Yasin Öztekin (Dk. 59 Sinan Gümüş), Sneijder (Dk. 71 Jem Paul Karacan), Podolski (Dk. 71 Umut Bulut), Burak Yılmaz (Dk. 59 Olcan Adın)
Teknik Direktör: Hamza Hamzaoğlu
Inter: Handanovic, Santon (Dk. 64 Montoya), Miranda (Dk. 63 Ranocchia), Murillo, Jesus, Kondogbia (Dk. 79 Assane), Kovacic, Palacio (Dk. 64 Jovetic), Hernanes (Dk. 79 Dimarco), Guarin (Dk. 46 Brozovic), Icardi (Dk. 81 Longo)
Teknik Direktör: Roberto Mancini
Gol: Dk. 54 Wesley Sneijder (Galatasaray)
Sarı Kartlar: Dk. 45+1 Lukas Podolski (Galatasaray); Dk. 68 Anderson Hernanes, Dk. 90+1 Federico Dimarco (Inter)

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin